Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Katar'da düzenlenen 'Sürdürülebilir Ekonomik Kalkınma için Sanayi Ortaklığı Yüksek Komite Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Kacır, bölgesel iş birliğinin günümüzün rekabetçi küresel ortamında önemini vurgulayarak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için iş birlikçi ve teknoloji odaklı projelerin hayati önem taşıdığını belirtti. Türkiye'nin, ekonomik çıkarların ötesinde, tüm üye devletlerle iş birliğini geliştirmeye kararlı olduğunu dile getiren Bakan, bu ortaklığın bölgesel barış ve istikrara da katkı sağlayacağına inandığını ifade etti. Türkiye'nin, Katar ile olan güçlü bağlarının bu iş birliğini daha da güçlendireceğine vurgu yaptı. Ayrıca, Türkiye'nin 83 binden fazla uluslararası şirketin aktif olduğu, Avrupa, Asya ve Afrika arasında stratejik bir konumda bulunduğunu ve güçlü bir üretim tabanına sahip olduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin Ekonomik Gücü ve Küresel Etkisi
Bakan Kacır, Türkiye'nin dirençli ve hızlı büyüyen ekonomisinin iş dostu politikalar, derin bir yetenek havuzu ve stratejik pazar erişimi sunduğunu vurguladı. Ülkenin 4 saatlik uçuş mesafesinde 1,3 milyar nüfusa ve 28 trilyon dolarlık bir pazara kolay erişim sağladığını, AB ile Gümrük Birliği sayesinde de bu pazarlara gümrük vergisi olmadan girme imkanı bulunduğunu belirtti. Türkiye'nin, çok uluslu şirketlerin Ar-Ge merkezlerini, tasarım birimlerini, satın alma ofislerini, lojistik merkezlerini ve bölge genel merkezlerini barındıran bir bölgesel güç merkezi haline geldiğini, geçtiğimiz yıl toplam ihracatının yüzde 41'ini orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin oluşturduğunu ve 2024 yılında ihracatın 262 milyar doları aştığını dile getirdi. Türkiye'nin güçlü tarım sektörü, ilaç sektörü, tekstil sektörü ve maden kaynaklarının da bu ortaklığa önemli katkılar sağlayacağına dikkat çekti. Özellikle maden çeşitliliği açısından dünyanın 10. büyük ülkesi olduğunu ve dünyanın en büyük ikinci nadir toprak element rezervine sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin 55 milyar dolarlık kimya sanayi ithalatçısı olduğunu ve bu alanda da iş birliği potansiyelinin yüksek olduğunu belirtti.
Sürdürülebilir Kalkınma ve Teknoloji Odaklı İş Birliği
Bakan Kacır, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada teknoloji odaklı iş birliğinin önemini vurguladı. Dijital dönüşüm, yarı iletkenler, çipler ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmelerin, verimliliği artıracağını, maliyetleri düşüreceğini ve inovasyonu teşvik edeceğini söyledi. TÜBİTAK BİLGEM'in tarımdan ilaca kadar çeşitli sektörlerde ileri teknolojiler geliştirdiğini ve bu uzmanlığın iş birliğine dahil olan ülkeler için paha biçilmez olacağını belirtti. Türkiye'nin bu ortaklıkta sadece ortak değil, kardeş ve eski dost olarak yer aldığını, güzel ve bereketli bölgenin koruyucuları olduklarını ve bu güçlü bağların iş birliğini daha da güçlendireceğini ifade etti. Toplantıda, Türkiye ve Katar'ın Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme İçin Endüstriyel Ortaklığa katılım belgesi imzalandı. Bu ortaklık, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Ürdün, Bahreyn ve Fas'ı da kapsıyor. Ortaklık ülkelerinin, kaynakları ve endüstrileri entegre ederek ve rekabet avantajlarından yararlanarak kendi sanayi sektörlerini büyütmek için iş birliği yapacaklarını, üretim maliyetlerinin azaltılmasını, tedarik zincirlerinin güvence altına alınmasını, iş fırsatlarının yaratılmasını ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını hedeflediklerini belirtti.
Endüstriyel Ortaklığın Hedefleri ve Faydaları
Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme İçin Endüstriyel Ortaklığı, gıda ve tarım, gübre, ilaç, tekstil, mineraller ve petrokimya gibi sektörlerde sürdürülebilir ekonomik büyümeyi hedefliyor. Ortaklık, üye ülkelerin kaynaklarını ve endüstrilerini entegre ederek rekabet avantajlarından yararlanmalarını ve sanayi sektörlerini büyütmelerini sağlamayı amaçlıyor. Bu iş birliği, üretim maliyetlerinin azaltılması, tedarik zincirlerinin güvence altına alınması, daha fazla iş fırsatının yaratılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulması gibi önemli faydalar sağlayacak. Ayrıca, kendi kendine yeterliliğin teşvik edilmesi ve endüstriyel büyümenin ve rekabet gücünün artırılması da hedefler arasında yer alıyor. Türkiye'nin bu ortaklıktaki aktif rolü, ülkenin ekonomik gücünü ve küresel etkisini daha da artıracaktır.